9 Mar 2015

"Dubh Linn" summary


Taaa aralıkta başladığım, yoğun laylaktıktan ancak tamamlayabildiğim "best of Dublin" ya da "şimdiye kadar yazdığım en uzun soluklu yazı"?...

İrlanda'ya 4 defa gittim. Genelde de uzun kaldım (bizim sektörde uzun tatil = max 1 hafta).  Hiç de oturup yazamadım. O yüzden derleme yapıp kendi Top 10 (20 küsurluk) listemi yaptım. Buyrun;



1-TRINITY COLLEGE & THE LONG ROOM

Burası, pek gezer bir arkadaşımın deyimiyle "dahilerin okulu".
Trinity College'in içinde ve bu güne kadar gördüğüm en güzel kütüphane.
Aşağıda resimlerini gördüğünüz bölümün adı "the long room". Yazık ki kitaplara dokunamıyorsunuz. .
Yanlış hatırlamıyorsam, koridorun tam ortasında çook eski bir arp'ı da sergileniyor.

the long room

Girişte hep uzun bir kuyruk oluyor. İçerisi çok kalabalık olmasın diye belli sayıda insan alıyorlar. O yüzden hafta içi erken saatlerde gitmenizi öneririm. Ciddi de bir para ödüyorsunuz (12-13 € galiba) ama kesinlikle değer.

Adresi; College Green, Dublin 2,
Pazartesi-Cumartesi 09:30-17:00 arası açık. Pazarları ise Ekim'den Mayıs'a 12.00-16:30, Haziran'dan Eylül'le 09:30-16:30 arası açık.

trinity collage giriş avlusu

The Old Library and the Book of Kells sergisinin çıkışındaki daracık ve küçücük müze dükkanında pek vakit kaybetmeyin bence, içeride satılan pek çok şeyi meşhur hediyelik eşyacı "Carrolls"da bulacaksınız. Ayrıca Carrolls'da yapacağınız her 10 euro ve üzeri alışverişinizde tax-free alabiliyorsunuz.  50 euro ve üzeri alışveriş fişlerinizin tax-free'lerini ufak bir komisyon karşılığı hemen ve nakit olarak da aynı yerden geri ödüyorlar. Havaalanında hiiç kasmayın. Buradan kolaylıkla halledersiniz.

Sphere Within Sphere

Bir de kütüphanenin girişini biraz geçince bronz bir heykelle karşılaşacaksınız. Adı "Sphere Within Sphere / Sfera con sfera ", Arnaldo Pomodoro ( yani soyadı domates olan bir italyan heykeltraş)'ın işi. Bu heykele dünyanın pek çok şehrinde rastlayabilirsiniz. Bana tanıdık gelmişti.. Sonra bir baktım zaten daha önce başka bir yerde görmüşüm.. Sanırım Roma'da...

2-KILMAINHAM GOAL HAPİSHANESİ

Burayı, 2. Dublin seyahatiminde yaptığımız "ghost tour" sırasında keşfedip hemen ertesi gün gitmiştim.
Hapishanede bulunma fikri aslında korkunç ve klostrofobik olsa da şimdiye katıldığım en başarılı turlardan biriydi, özellikle de İrlanda tarihi hakkında verdikleri bilgiler konusunda.

 kilmainham goal'ün iç avlusu... bir hapishane için fazla medeni gibi.

burası da en soğuk (özellikle) dehlizlerden birisi. 

Adresi "Inchicore Road, Kilmainham, Dublin 8".
Giriş ücreti 6 €. Okumak isteyenlere de PDF'i burada.
Nisan-Eylül arası 09:30-18:00, Ekim-Mayıs arası, pzt-cts 09:30-17:30, pazar 10:00-18:00 'da açık. 25-26-27 Aralık'ta kapalı. İçeriyi gezmek için girişte guide'lı tura dahil oluyorsunuz, öyle kendi kendinize gezdirmiyorlar. Turlar da yaklaşık 1,5 saat kadar sürüyor.

3-ST.PATRICK'S CATHEDRAL

Enteresandır, Dublin'de 2 katedral var. St.Patrick's de en büyüğü. İçinde yüzyıllık flama ve bayraklar, şövalye başlıkları ile atmosferi gezdiğim diğer katedrallerden daha ortaçağ tadında. İlk gidişimde içeride koro çalışması vardı. Ambiyansa ambiyans katmıştı.

St. Patrick's'in hemen yanında keyifli bir park var. 
Adı hali ile "St.Patrick's park".. keyifli

Adresi, Saint Patrick's Close, Dublin 8.
Pzt-Cuma arası 09:00-17:00, cuma 09:00-18:00. Pazar iyice karışık, bir açıp bir kapatıyorlar. 09:00–10:30, 12:30–14:30, 16:30–18:00 açık olduğu saatler.
Giriş 5 €

st.patrick's'in içisii...

bunlar da flama ve şövalyeler 

Bu da diğeri. Giriş ücreti gereksiz geldiği için her defasında kapısından döndüm. Ama gezilip görülmesi gereken bir yer olduğundan eminim. Yolun hemen karşındaki benzer yapıdaki binaya, yolun üzerinden geçen keyifli bir köprüyle bağlanıyor. Köprünün diğer tarafı "Dublinia" adında bir eğlence merkezi (diyelim). Dublinia'da viking ve ortaçağ dönemini Dublin ile ilgili interaktif bir sergi var. Ama daha çok çocuklara yönelik.

Adresi "Christchurch Place, Dublin 8".
Giriş fiyatı 6 €.
Burasının da saatler karışık. Şimdi.. mart-mayıs arası pzt-cts 09:00-18:00, cts 12:30-14:30 / 16:30-18:00. haziran-eylül arası  pzt-cts 09:00-19:00, cts 12:30-14:30 / 16:30-19:00. Ve ekim-şubat arası  pzt-cts 09:00-17:00, cts 12:30-14:30

hep dışardan sevdik bunu, hep

İki binanın hikayesini Recep'le bir gece vakti yaptığımız "hidden dublin walking tour" da anlatmışlardı . Hatta Chirist Churh'ün arka kapılarından birinden, kaçak içki ticareti yapıldığını da o turda öğrenmiştik. Ama ikisinin de içini görmedim.
UFACIK NOT: Yok! 2 ayrı ağır turistik tura para dökmedik, ghost bus'a katılana walking tour bedavaydı. Ama aklımızda bir tur daha kaldı ki.... Helfire Clup.. Oyyy... 25 euro kafa başı ama değer bence.. Bir sonraki tura yapılır.

st.patrick's'den çıkıp merkeze ilerlerseni dublinia ve chirist churh'ü böyle görürsünüz işte

Bu arada bu bölgedeki zemine dikkat ederseniz, üzerinde bir takım figürler olan kare şeklinde altın renkli plakalar göreceksiniz.Özellikle kaldırımlarda.
Bunlar, aşağıdaki belediye binası inşaatı sırasında ortaya çıkan büyük viking kalıntılarını hatırlamak için yapılmış. Gömü ortaya çıktığında, halk inşaatın durdurulması ve binanın başka yere yapılması için ayaklandığında belediye arkeologlara sadece 6 ay vermiş. Bu süre içinde çıkarabildiklerini çıkarıp kalanı bırakmak zorundaymışlar. Gece-gündüz çalışmalarına rağmen gömünün büyük kısmını toprak altında bırakmak zorunda kalmışlar. Orada kalan kalıntıları insanlar hatırlasınlar diye de o bölgeye böyle plakalar yapılmış.

5-DUBLIN CASTLE & ALFRED CHESTER BEATTY

Dublin Kalesi, pek kafamda büyüğüttüğüm gibi bir kale değildi. İlkinde kapalıydı, ikincisinde kilise kısmı tadilattaydı dolayısı ile sadece kale kısmını gezdik. Malahide ya da Danguaire (bkz: yakın çevre bölümü)'in içi daha tatmin ediciydi benim için. Ama tabi ana kaledir, gitmek görmek gerekir.

Adresi Dame Street, Dublin 2,
Giriş 4.50 €
Saatler ise her bölüme göre değişiyor. Gitmeden bi sitesine girip kontrol edin :)

Chester Beatty'nin bahçesinden Dublin Kalesine bakıyoruz

Oraya kadar gitmişken, hemen yanındaki Alfred Chester Beatty Koleskiyonunu görmeden dönmeyin.
Bay Alfred aslında amerikalı. Sonra gelip dublin'e yerleşiyor. Deli bir kolesiyoncu. İrlanda'yı o kadar çok seviyor ki, muhteşem kitap ve yazıtlar koleksiyonunu İrlanda'ya bağışlıyor.
İçeride Kur'an koleksiyonundan, Mısır papüruslerine çok geniş, çok iyi korunmuş bir koleksiyon. 1 saatte hepsini gezip, cafe'de 10 çeşit baklava bulunmasına şaşırabilirsiniz!

Dublin Kalesinin arka girişinde, sağdaki kütüphane binamız

Bay Alfred koleksiyonun girişi ücretsiz.
Mayıs-Eylül arası Pzt-Cuma 10:00-17:00, Ekim-Nisan Salı-Cuma 10:00-17:00 arası açık. Cumartesi 11:00-17:00, Pazar da 13:00-17:00 tüm yıl açık.

6-GLASNEVIN CEMETERY

Kelt Haçı denen figüre zaten büyük sempatim vardı. Her gittiğim şehirde de ufak bir şehir mezarlığı ziyaret ederim. Türkiye'dekilerin aksine, mezarlıkları iç karartıcı ve dramatik gelmiyor.
Glasnevin, Dublin'deki en büyük mezarlıkmış.
Tam sayıyı bilmesem de pek ünlü kişiliğin (krallar dahil) burada dinlendiğini belirtmeliyim.
Adresi "Finglas Rd, Glasnevin, Dublin 11"
Sabah 09:00-21:00 arası açık (malüm burası bir mezarlık)



2. Dublin gezimde, yine "ghost tour"un son durağıydı. Hemen yanındaki "John Kavanagh-Grave diggers"dan içkilerimizi alıp, gecenin karanlığında "burada olmayanlar için" kadeh tokuşturmuştuk ki küçüklüğümün "mezarlıkta içki içen asi gençler" konulu filmlerinden bir sahne canlanmış oldu!


evet, gecenin körü mezarlık dibi shot macerası

John Kavanagh ile ilgili ufak bir bilgi ; adının "gravedigger" yani "mezar kazıcı" olarak anılmasının nedeni, burasının mezarcıların barı olmasından değil. Zamanında, tıp daha ilerleme dönemindeyken, anatomi öğrencileri ve doktorların kadavra temin etmesi illegalmiş. Mezar kazıcılar da, mezarlıkların yanında, birinin gömülmesini beklermiş. Mezarlığa yeni düşen biri olduğunda, önce davranan cesedi mezardan çıkarır ve üniversitere (elbette makul bir mebla karşılığında) teslim edermiş. Bu mezarlık da, gayet büyük bir mezarlık olduğu için, eh beklerken de sıkılmasınlar diye, buraya bir pub açılmış.
Şimdi bizim gibi "spooky" arayışındaki tursitlerin uğrak yeri olsa da içeride hala lokal bir kaç kişiye rastlamak mümkün!
the John Kavanagh pub

Bu arada, 3. gidişimde, evimizin herşeyi IKEA'nın Dublin şubesini ziyaret etmek istediğimde, otobüsteyken tesadüfen farkettiğim, dönüşte 20 dakikalığına da olsa inip kısaca gündüz gözü ile ziyaret ettiğim, pek beğendiğim, büyüklüğüne, huzuruna ve temizliğine şaşırdığım kocaman bir mezarlık Glasnevin.
Ikea otobüsüne binip yaklaşık yarım saat yol yaptıktan sonra ön kapısındaki durakta inebilirsiniz.

7-NATIONAL MUSEUM OF IRELAND


 Aslında Natural History Museum (adres: Merrion St Upper), National Galery Of Ireland ile aynı parselde yer alan bu müze, diğerlerinden hem koleksiyon hem de sergileme açısından açık ara daha iyi!
İçeride savaş ve casusluk araçlarından viking altınlarına kadar pek çok şey var.


Adresi Kildare St,
Girişi ücretsiz! :)
Salı-cumartesi 10:00-17:00, pazar 14:00-17:00 arası açık, pazartesi kapalı.



Diğer müzeleri pek hızlı dolaşıp burada bayağa zaman geçirmiştim. Özellikle savaşlarla ilgili müze gezmeyi sevmeyen biri olarak, dönemin "savunma" gereçlerinin olduğu interaktif müzecilik pek keyifliydi.

8-OLD JAMESON DISTILLERY

Eveet!! Geldik Irlanda rakısı, milli içki viskiye!
Burayı ziyaret edene kadar viskiyle hiiç arası olmayan ben, çıktığımda tam bir "jameson lover" olmuştum.

giriş avlusu, "whiskey" varilinden bankı.. 
çoğunuz biliyordur ama iskoçya'da viskiye "whisky", 
irlanda ve birleşik devletler'de ise "whiskey"deniyor

Burayı ziyaret etmek için viski sevmeniz gerekmiyor! Ama çıkınca viskiye sempati duymaya başlamanız olası!
Gider gitmez biletinizi alın. Grup grup gezdiriyorlar. O zaman kadar girişteki lobide bol bol zaman geçirisiniz.
Ha, benim gibi "irlanda viskisi tadım ehliyeti" istiyorsanız size ip ucu!
Grup olarak içeri girdiğinizde size birkaç dakikalık bir video izletecekler. Bay Jameson ile ilgili! Video bittiğinde tur rehberiniz elinde ince, yeşil 30 cmlik borularla gelip "kim gönüllü olmak ister" diye sorduğu anda ellerinizi kaldırın!
Görevliden yeşil boruyu kaptınız mı tamam! Turunuz boyunca viskinin nasıl yapıldığını anlatıp duracaklar. Tur bittiğinde ise, herkesin 1'er içki aldığı (bilet fiyatınıza dahil!!!) bir bara geçeceksiniz.


Ve eğer elinizde yeşil borulardan varsa sizi (genelde 8 kişi oluyor) bir masaya oturtup, amerikan, irlanda ve iskoç viskisini denetecekler. Sonunda da sertifikalarınızı alıp mezun olacaksınız!
Hemen "ben viskiye dayanıklı değilim, pek sevmiyorum" falan demeyin. İrlandadasınız! ;)


Bir de biletine dahil olan içkiler 2 çeşitti, 1 sek jameson, ya da 1 ginger ale & jameson! Ginger ale'li limonlu viski kokteylini tavsiye ederim.

Bu arada hiiiiç hediyelik bölümünden viski ya da bardak almayın. Çünkü hava laanında EU vatandaşı olmayan biz eziklere o viskiler 15 euro civarında (zaten bool bol hediyelik olarak alacaksınız!)

Adresi Bow Street, Smithfield Village, Dublin 7.
Online bilet 13.5 €.
Haftanın her günü 09:00-16:00 arası açık. (Tura katılacağınızı düşünerek en geç 17:00'da oralarda olun ve son grupta yer kalmasını umut edin!)

9-GUINNESS STOREHOUSE

Bendeniz bu zift gibi biraya anlam veremezken bakalım siz sevecek misiniz?
Burası Jameson'dan çok daha büyük. Gez gez bitmiyor, zaten başında ıncık cıncık incelerken, üst katlara doğru artık hızlı hızlı geçmeye başlıyorsunuz.

guinness'e doğru ilerlerken

Ama en tepedeki "Gravity Bar"ın manzarası harika!

Adresi : St James's Gate, Dublin 8,
Bilet 18€ (online alırsanız %10 indirimli)
Haftaının her günü 09:00-17:30 arası açık



İçki cenneti bir memlekette  olduğunuz için, burada da biletinize 1 pint (kocaman 1 bardak) guinnes dahil! Biranızı doldurduklarında heemmmen bardağa sarılmayın, çünkü bu biranın içilmeden önce birkaç dakika beklemesi gerekiyor. Biranız içmeye uygun olduğunda, bardaki garsonunuz size servis yapacak zaten.

içime daha hazır olmayan guinness

içime hazır olman guinness

Bir de tavsiye, aynı günde hem guinees hem jameson yapmayın ;)

10-TEMPLE BAR

İlk seyahatimden önce babam söylemişti. Temple Bar hem bir barın hem de bir bölgenin adı. Bizim istiklalin 1/50 ölçekli versiyonu!
Bölge aslında barlar bölgesi ama içki memlekti için bu bölgedeki pubların sayısı pek az geldi bana.

temple bar'daki temple bar (gündüz)

temple bar'daki temple bar (gece)

Pub olan Temple Bar ise bölgenin en meşhuru. İçerisi dışarıdan görülenden daha da büyük.

Adettendir, Temple Bar'a gidilir, içkiler elde pub içindeki eğlenceli kalabalığın söylediği geylik dilindeki şarkılara mırıldanarak eşlik edilir :)
Yalnız ufak bir uyarı; bunlar içince sapıtıyor haberiniz olsun! Pek bulaşmayın...

11-HA'PENNY BRIDGE

15 Bachelors Walk, Dublin 1'deki bu sevimli dökme demir köprünün hikayesini bi hatırlayabilsem. Neyse ki kardeş var! Sordum kendisine (yanlış hatırlamıyorsa), eskilerde oradan geçiş yarım pennymiymiş neymiş. Sonra da adı öyle kalmışmış. Benim de aklımda 1,5 penny kalmıştı..


Benden size bir uyarı! Köprünün başındaki ve sonundaki basamaklar yayvan ve alçak. İnerken dikkat edin, belinizi bırakıverirsiniz köprüde!
Ayrıca her nevi su birikintisine 1'er penny sallayıverin, tekrar gelişinizi garantilemek için!

12-SAMUEL BECKETT BRIDGE

Bu arkadaş, benim üniversite yıllarımda, bir eskizini görüp hayranı olduğum ünlü İspanyol mimar/mühendis/superhuman/ilah Santiago Calatrava'ya ait bir köprü!
Köprüyü gördüğünüzde arp'a benzeteceğinizden eminim!

bir instagram delisinin artis körtis köprü fotoşu

Sanmayın ki Calatrava abimiz tek köprüyle Dublin'den geçip gitmiş! Hayır...
Daha ufak ama net şeklide imzasını taşıyan James Joyce Bridge de kendisinin eseri (ve ben bunu öyle geç farkettim ki)

13-FOUR COURTS

İçerisine girmeseniz de burası da Dublin'in önemli binalarından. Dame Street üzerindeki binayı, Liffey kenarında turlarken fark etmemeniz mümkün değil!
Binanın cephesini pek beğensem de içi beni pek de çekmediği için avluya bile girmedim.


14-ESKİ CHURCH YENI TOURIST INFO

İrlandalıların, kiliselerini turist infoya çevirmekteki rahatlığı şairane bence!
16. yüzyılda yapılmış St Andrew's Church'den devşirme bu kilisede size pek güler yüzlü, pek sevimli arkadaşlar yardımcı olacak.
Ayrıca benim kullandığım şehirler arası tur orobüslerine de buradan biniliyor.
Açık-kapalı olduğu saatleri hatırlamamakla birlikte kaba bir mantıkla 09:00-17:30 diye sallayabilirim sanırım :)

kendisini ilk gördüğüm an'dır! 

15-ESKİ CHURCH YENI CHURCH RESTORAN

Evet! İrlandalılar, kiliselerine yeni fonksiyonlar yüklemekten sıkılmıyorlardı!
Kilise orgunu karşınıza alıp, eskiden insanların dua ettikleri bir yerde içkinizi yudumlamak da enteresan bir deneyim!
Burasının içi, turist infodakinden daha fazla kiliseye benziyor!
Her ne kadar kardeşle "bi kahve 2 tatlı" almakla yetinsek de bu restoran bayağa popüler. Hem de sadece turistler arasında da değil!

orga karşı kadeh kaldırmacalı ambiyans

bizim "bi kahve 2 tatlımızdan biri"

16-THE SPIRE

Bizimkilerin "iğne" dedikleri 2003'de tamamlanmış bu çelikten anıt, 120 mt yüksekliğinde. Kafayı kaldırmadan ucunu görmenizin pek imkanı yok!
1966'da bombalanana kadar, aynı yerde Nelson's Pillar abimizin "iğnesi" duruyormuş. Şimdi ise şehrin en popüler caddesi O'Connell Street'ın göbeğinde, posthane binasının karşısında yükseliyor.

azcık uzun kendisi!

17-GOOGLE HQ

Benim gibi uslu bir kız olursanız siz de bir gün Google'ın Avrupa'daki HQ'ını ziyaret edebilirisniz?!
Aslında "eniştem sağolsun"!
Neden?! Eh hava atmak gibi (?) olacak ama kendisi Google'da çalışıyor! Dolayısı  ile her gidişimde mutlaka 1 gün öğle yemeği için Google'a uğruyor, açıldığından beri de gift shop'tan  koleksiyonum için tomarla Google T-shirt'ü topluyorum!

girişteki dev google "şey"leri

Aslında, Recep daha portakalda vitaminken, Google'ın ofislerinin "güzelliği" hakkındaki haberleri gördüğümde demiştim "bir gün mutlaka bir Google ofisini ziyaret edeceği" diye. Yani, Dublin'i keşfetmeden önce benim Top 3 listemdeydi burası... Neredeen nereye işte!
Evet! Üzülerek belirtiyorum ki o görüntüler gerçek! Ofisin ortasında masaj koltukları, üst katlarda bilardo masaları, oyun bahçeleri, altta havuzlu jim.... Hımmm....
Ayrıca "yemekhane"de birbirinden çeşitli dünya mutfalarııı, bira dolu dolaplar (tamam, sadece cumaları 5'den sonra açıyor olabilirler ve ben kendi ofisimde istediğim zaman vizki içebiliyor olabilirim! ama olsun- dolap dolusu biraları var)
Ah! Yemekten sonra canınız bi kahve mi çekti! Ara kattaki baristalar emrinize amade! Ya da 5'de çikulata şeker mi istiyorsunuz! Her kattaki full donanımlı dolaplardan istediğiniz kadar temin edebilirsiniz!
Kesin bilgi, yayalım!

google rocks! always!

Adresi Google Ireland Ltd. Gordon House Barrow Street Dublin 4
Ama öyle her kapıdan geleni almıyorlar ;) Ama benim gibi, bu arama motoruna saygısı pek yüksek "nerd"ler için belki rehberli turları vardır?

18-U2'nun STUDYOSU

Yaa yaa!!! O meşhuuurr grup U2'nun, Dublin'de bir stüdyosu olduğunu, Bono abinizin gelip bizim oralarda gitar tıngırdattığını biliyor muydunuz?!
Ben de bilmiyordum. Hatta U2'yu de öyle deli sevmem. Ama saygımız büyük tabi..

boNO's PARKING!

Son gidişimde kardeş söyledi." Bak bura da U2'nun stüdyoymuş" diye. Biz gittiğimizde yoktu abiler. Ama olsalardı herhalde kapıda koruma falan olurdu. Ya da olmazdı belki, oralarda mantık başka işliyordur?
"Gidip görücem" derseniz adresi : Windmill Lane Studios, Ringsend, Dublin 4
Özellikle hayranı değilseniz de, sırf civar binalar boyunca yapılmış nefis grafittiler için bile ufak bir yürüyüş rotası düşünebilirisniz.

19-BORDGAIS ENERGY THEATRE & RED "LINE" DISTRICT

Modern cephesiyle gözlerimi kamaştıran bu tiyatro binasında daha bir gösteriye gidebilmişliğim yok. Bunda "aman canım, kardeşin evinin dibisi, bi sonrakinde gideriz bi şeyler izlemeye" uyuşukluğunun da etkisi yok değil.
Ama binaının Liffey'e bakan meydanındaki kırmızı çubuklu tasarımını pek seviyorum.
Civarda (özellikle sonraki yazımda bahsedeceğim "il valentino"da) kahvaltı yaparken, Liffey'nin bu sıkışmış minik parçasını seyretmek pek keyifli!

red "line" district

Tiyatronun adresi, Grand Canal Square, Docklands, Dublin 2.
Bence bu betondan "park"ın keyfini çıkarmaya bi gidin!

20-AVIVA STADIUM

Uzaktan (Google ofisinin, çatı katındaki havalı cafesinden!) gördüğüm, listemde kalan ama bi ayarlayıp gidemeğim yerlerden biri.
Neden?! Mimarisi yüzünden elbet :) Bakınız resim 1a;
"Giderim ben, sen ver" diyorsanız adresi ; Lansdowne Road, Dublin 4


21-KAPILAR KAPILAR

Dublin diye arama yaptığınızda en çok göreceğiniz manzara rengarenk kapıları olacak! Şehrin her yerinde bunlara dizi dizi raslamanız mümkün!

Bir rivayete göre İngilizlere atarlanan İrlandalılar, tüm kapıları rengarenk boyamışlar. Zaten İngiltere krallığından kalan her şeyin kendini tutup rengini değiştirmeye pek alışık oldukları için mantıklı geliyor bana.
İngiltere'de bulunduysanız, demek istediğimi anlayacaksınız. Zira posta kutuları birebir aynı, İngilterede kırmızı İrlandada yeşil. Telefon klübeleri de öyle.

dublin'in kapılarııı renkli kapılarııı

Diğer rivayet (ki bu da pek mantıklı geliyor ki benzer bir örnek Venedik Murano adasının evlerinin rengarenk olması ile ilgili de söylenir) abiler o kadar çok içiyorlarmış ki, yanyana birbirinin aynısından sıra evlerinin kapılarını bulamıyorlarmış.Gerçi o kadar çok içiyorlar ki, bence kendi kapılarının rengini de unutuyorlardır ama sonuçta Dublin, renkli kapılarıyla öeşhur oldu işte!

22-THE FAMINE

Şehrin pek çok yerinde "büyük kıtlık" ile ilgili heykeller (hatta şehrin pek çok yerinde birbirinden güzel pek çok heykel) olmasına rağmen bence en boğaz düğümleyeni buydu.
Fotoğrafta görünmüyor ama, Liffey'nin yanında Custom House Quay'deki bu heykellerin dibinde, açlıktan kırılan köpekleri bile var.


Neden bu kadar önemli?
19.yüzyılda "patateslerin hastalanması" üzerine başlayan ve 4-5 sene süren bu kıtlıkta, İrlanda nüfusunun %20-25'i (ki bu 1 milyon insan ediyor) telef oluyor. İnsanlar, günlük 1 penny gibi bir paraya çalışıp, uzun duvarlar örüyorlar. Pek acı...
Siz, üzülüp yere bakarak yürümeye başladığınızda ise hemen keyfinizi yerine getirecek grafitiler yükseltiyor havanızı!
Buyrun, zemindeki spotları yiyerek ilerleyen Pacman!

1850'lerden hoop 1980'lere zıplıyoruz hemen :)

23-ANNA LIVIA

Önceleri O'Connell Street'de bulunan bu heykel şimdilerde Croppies Memorial Park'daki havuzun üzerinde süzülüyor.
Bu heykel, adı irlandaca "Abhainn na Life" olan bizim sevimli nehir Liffey'nin aslında insanlaştırılmış hali.
Aynı zamanda da  James Joyce'un Finnegans Wake isimli romanındaki bir karakterin adı ki yine kitapta Anna abla, Liffey ile özdeşteştiriliyor(muş) zira hiç James Joyce okumadım.
Özetle Dublin'in "su gibi kadın"larından olur kendisi.


24-MOLLY MALONE

Bu kızımız da Dublin'in diğer ünlülerinden! Hatta en ünlüsü, genelde Anna aplamızı pek bilmiyorlar.
İlk gittiğimde Grafton Street'deyken, son gittiğimde bizim Church&Tourist Info'nun önüne taşınmıştı. Sanırım ablayı, üzerine grafiti yapmak süretiyle taciz etmişler. Eh ama hikayesi hüzünlü olsa da memeler fora yani!

grafton'daki molly abla, önündeki araba onun, ama irish kafası onun değil!

Uzun uzun kim ve neden önemli olduğunu anlatmayacağım, zira başlığındaki linkte yeterli detayda anlatıyor!

25- JOHNNIE FOX

Adresi Glencullen, Co.
Her gün saat 12:00-23:00 arası hizmet veriyorlar.
Dublin'in en yüksek ve en eski bar/restoranı olarak geçiyor. Tırmanırken etraftaki golf klüplerinin bolluğu karşısında şaşırmadım desem yalan olur.

İçerisi, delirmiş yaşlı bir teyzenin çöpevi gibi! Ne ararsan var. Tavandan sarkan eski lazımlıklar, kibrit çöpleri, parfüm ya da içki şişeleri, sinema biletleri, kıyafetler, süpürgeler! Adamlar 200 yıldan fazla süredir hizmet veriyor, ama hiç bir şeylerini atmamışlar! Kardeşi kaşıntı bastı içeride, zor attık dışarı kendimizi!

kardeşler sevimli sevimli poz veriyorlar bana :)

Yemekler fena değil, eh meşhur da. İşiniz yoksa, aracınız varsa (Dublin'den döne döne tırmana tırmana ulaşıyorsunuz buraya) gidilip görülebilir elbet.
Ama uyarmadı demeyin! Etraf biraz "kalabalık"

26-DUBLIN WRITERS MUSEUM & CHAPTER ONE RESTAURANT

İrlanda gibi "yazarlar memleketine de bir yazarlar müzesi yakışır tabi!
James Joyce'dan Oscar Wilde'a, Samuel Beckett'den C. S. Lewis'e ve benim için en en en önemlisi Drakula'nın yazarı Bram Stoker'a!!! Full liste buradan!


İlk seyahatimde kapısının önünden arabayla geçtiğim, bir daha denk getiremediğim bu müzeyi benden önce keşfetmek isterseniz kendisi 18 Parnell Square'de sizi bekliyor.
Pazartesi-cumartesi 10:00-17:00, Pazarları 11:00-17:00 arasında 7.50€'ye içeridesiniz.

Müzenin içindeki Chapter One ise nedense İrlanda'dan son dönüşümden hemen sonra yemeklerinin muhteşemliği ile karşıma çıkıp duruyor! Sanırım sonraki ilk ziyaretimde bi kahvelerini içicem! Ama öyle her dakka açık değiller. Uğramayı düşünüyorsanız saatlerini kontrol edin derim!

27-THE BRAZEN HEAD

Evet! Buraya da gitmedim ben. Burası Dublin'in resmi ilk pub'ı. 1198'e açılmış! Nasıl?!
Eh bir gidip görmek lazım. Ama gezilecek her yeri bir defada bitirirsem, keşfedecek ne kalır ama di mi?! Bunu da sonraki seyahate saklıyoruz!
Adresi 20 Bridge Street Lower, Dublin 8
12:30–23:30 saatlerinde açık.


Pştt Güm!!
Geçmiş olsun! Bir an önce toparlan da gezmelere gidelim ;)

Evet evet! Bu bir "summary" olduğuna göre harita nerede değil mi?!
Bildiğiniz en azından tahmin ettiğiniz üzere "yakında" ekleyeceğim ;)

3 yorum:

  1. ya lütfen yorumum yayınlansın ben mi beceremiyorummm

    bi sevimlilik yapcam yapamıyom

    YanıtlaSil
  2. hah oldu heyooooooooo

    en büyük takipçinim hastasıyımmmm diycektim :)))

    YanıtlaSil
  3. Bu yerleri tekrar tekrar görmek istiyorum...

    YanıtlaSil