happy 4!

Koşuşturmaktan bazen kaybediyorum günleri. Yeni tanıştığım biri yaşını söyleyince farkediyorum aslında akranım olmadığını. "Vay be, amma sene geçmiş" dedirtiveriyorlar...
Öyle yani... İstanbul'a döneli tam 4 yıl olmuş. Yeni iş, yeni arkadaşlar, yeni ev, yeni hayat.... Uzun gibi ama, değil gibi de...
Sanki hiç ayrılmamışım İstanbul'dan gibi geliyor çoğu zaman. Halbuki bu 4 yılda her şey çok değişti. Çoğunlukla da iyi anlamda !

Bazen biri sizi itiveriyor, "düşüyor muyum" derken bir bakmışsınız aslında kanatlarınız varmış da, siz bilmiyormuşsunuz. Bazen sadece nefesinizi tutup, kendinizi bırakıvermeniz gerekiyor, başarıp başaramayacağınızı görmek için. Bazen ummadığınız biri öyle bir laf ediyor ki, neden hala o koltukta oturduğunuza anlam veremiyorsunuz. Bazen yaptığınız hiç bir hesap tutmuyor ve aslında öylesi bazen çok da güzel oluyor. Bazen sadece bir fotoğraf çağırıyor sizi, gidiveriyorsunuz. Bunu adı var "travel bug"... Halk arasıdaki tabiriyle " bitli" ya da ". Tedavisi yok. Yerinizde duramıyorsunız işte. Aklınıza düştümü bi kere, o yol illa yapılcak!

Seyahatin bana ne kadar iyi geldiğini tekrar tekrar anlatmayacağım. Sadece, geçenlerde "yıllık büyük bahar temziliği" dönemimde, elimdeki gezi dosyalarını düzenlerken baktım ki bolca biriktirmişim. O zaman farkettim sene-i devriyemin geldiğini. "Vay be, amma yol yapmışım" dedim.
Şimdi...  Bu yazı da 4 yılımın en keyifli bölümlerinden birinin "summary"si...

Önce rakamlarla konuşalım!

Son 4 yılda alınan vize sayısı = 10
2 defa Fransa,
3 defa İtalya,
2 defa İrlanda,
2 defa Özbekistan,
1 defa İngiltere vizeleri alınmış, itina ile tepe tepe kullanılmış

Son 4 yılda yapılan yurt dışı seyahati sayısı = 17!
3 tur Viyana,
3 tur Milano,
2 tur Como,
3 tur Venedik,
1 tur Torino,
1 tur Barselona,
2 tur Roma,

1 tur Vatikan,
2 tur Paris,
4 tur Dublin,
1 tur Treviso,
1 tur Floransa,
1 tur Sofya,
2 tur Tashkent,
1 tur Londra yapılmış.
Yani 4 yılda görülen toplam şehir sayısı 15! Roma ve Vatikan dışında hepsi "yepyeni"!

Wohooouuuu!!!

584 günü Schengen, 

104 günü İrlanda, 

60 günü Özbekistan, 

184 günü İngiltere vizesi olmak üzere;

toplamda 932 gün pasaportumda geçerli vize bulunuyormuş!!!
Yani 1457 gün içinde 932 gün, istediğim yere gitme özgürlüğüne sahipmişim.

103, Türkiye'de kesinlikle bulunmadığım gün sayısı!

İlk vizenin alındığı tarih 18 temmuz 2011 Fransa, son vize İngiltere'den, 18 Aralık 2014'de bitiyor.

Wooohoooouuuu!!!!!

Şimdiyse, tarih sırasıyla "gittim gezdim gördüm de dönmeseydik iyiydi" raporu!

Viyana, Temmuz 2011
Hayatımda ilk defa, tek başıma, hiç bilmediğim bir ülkeye yolculuk yaptım. Hayatımda ilk defa kendi isteğimle, bildiğim ve içinde güvende hissettiğim sınırlarımı görmezden geldim. Hayatımda ilk defa başka ülkedeki bir Starfucks'ta kahve içtim.

Wiener Rathaus - Viyana Belediye Binası

Viyana, Ağustos 2011
Hayatımda ilk defa bir şehre 2. defa gittim. En sevdiğim bira ve peynirle tanıştım. Mozart & Strauus konserini şampanyamı yudumlayarak dinledim. İlk defa bambaşka bir ülkede bir festivale katıldım. İlk defa bir lunaparkta deli gibi eğlendim.
İlk defa kapalı yer fobimi yendim ve tek solukta 373 basamak tırmandım! Hayatımda ilk defa gümrükten çıkarken sorgulandım. Hayatımda ilk defa otobüs biletini okutmadığım için ebelenip 70 euro ceza ödedim.

Stephansplatz - St. Stephan Katedrali

Milano / Como, Ekim 2011
Hayatımda ilk defa "yurt dışındaki arkadaşlarda kalmanın dayanılmaz hafifliği"ni yaşadım. İlk defa metroya bindim. İlk en kısa süreli seyatimi gerçekleştirdim. Gerçekten "deli" olduğumu kabul ettim. İlk defa 1 günde 2 farklı şehir gezdim.

Milano Centrale Tren İstasyonu

Viyana, Ekim 2011
Hayatımda ilk defa, yurtdışında tek başıma bir otelde kaldım. Deli gibi üşüdüm. Gerçekle yüzleştim. Affettmeyi, en azından "salıvermeyi" öğrendim.

Viyana

Milano / Como / Venedik,  Kasım 2011
Hayatımda ilk defa arkadaşlarımla başka bir ülkede buluştum. Babamın seyahat etmem konusunda aslında beni ne kadar çok desteklediğini fark ettim. Hayatımda ilk defa, elimde harita olmasına rağmen bir şehirde kayboldum ve ilk defa kaybolmaktan bu kadar keyif aldım. Hayatımda ilk defa başka turistlere yol tarif ettim. İçtiğim en muhteşem mojito'la tanıştım.

Como - İtalya

Torino / Milano / Barselona / Roma, Mayıs-Haziran 2012
Hayatımda ilk defa, en yakın arkadaşımla hayatımızın seyahatine çıktım. Dilini hiç bilmediğim birinin yardımıyla yolumu buldum. İlk defa yurt dışında ciddi bir rahatsızlık atlattım.Magnezyumun bünyeye faydalarını test ettim.Hayatımda ilk defa hava alanında sabahladım. Hayatımda ilk defa 24 saat içinde 3 farklı ülkedeki 4 farklı şehirde yemek yedim. (woohouuu!! )Hayatımda ilk defa bir metro istasyonunda çıkışı bulamadım. İlk defa bir ulusal grev'e denk geldim. İlk defa akvaryuma gittim. Hayatımda ilk defa başka bir ülkenin kumsalında güneşlendim. İlk defa bir yabancıdan, benim fotoğrafımı çekmesini rica ettim.

Barselon Casa Milà'nın bacaları

Paris, Ekim 2012
Hayatımda ilk defa bir hostelde kaldım. İlk defa gerçekten birine tahammül edebildiğimi öğrendim. İlk defa bir yere girebilmek için çook uzun bir kurukta bekledim.  Hayatımda ilk defa, başkaları tarafından bulunduğum şehrin yerlisi sanıldım. Hayatımda ilk defa petank oynadım. İlk defa bir mezarlığı kendi isteğimle ziyaret ettim.  İlk defa, dünyaca ünlü bir tabloyu çok yakından seyrettim.

Tour de Eiffel - Eyfel Kulesi

Paris, Kasım 2012
Hayatımda ilk defa sadece bir parti için 1 günlüğüne başka bir ülkeye gittim. İlk defa Seine Nehrin'de bir tekneye bindim. İlk defa üşüttüğüm için öleceğimi sandım.

Paris, 

Dublin, Nisan-Mayıs 2013
Hayatımda ilk defa güneş'in aslında çok soğuk da olabileceğini farkettim. Arabayla İrlanda'nın yarısını gezip gerçek anlamıyla bir "road-trip" yaptım. Hayatımda ilk defa viskiyi sevdim. Hayatımda ilk defa bu kadar uzun uçtum. Hayatımda ilk defa yediğim balığı çok beğendim. İlk defa, tabelasında ne yazdığını anladığım bir ülkede bulundum. İlk defa, yabancı bir ülkedeki bir ofisi ziyaret ettim.

Dublin, Christ Church Katedrali

Venedik, Ekim 2013
Hayatımda ilk defa iş için gittiğim bir şehri, kendimden kıskandım. İlk defa gerçek bir bienal gördüm. Hayatımda ilk defa hiç tanımadığım insanların evinde bir partiye katıldım. Hayatımda ilk defa bir şehrin nasıl sular altında kaldığına şahit oldum.

meşhur acqua alta 

Dublin, Ekim 2013
Hayatımda ilk defa bir turistik tura katıldım. İlk defa bir hayalete hayran kaldım. Hayatımda ilk defa gecenin köründe mezarlığın dibinde içki içtim. İlk defa "catan" oynadım.

Dublin Glasnevin Mezarlığı

Venedik / Treviso / Floransa / Roma, Kasım 2013
Hayatımda ilk defa, başka bir ülkede yaşamak için bir adaya yerleştim. Hayatımda ilk defa valizim kırıldı. Üst üste 1000'den fazla basamak tırmandım. Hayatımda ilk defa bir müzeye gece girdim. Yıllar sonra ilk defa atlıkarıncaya bindim. İlk defa sükunetten ve denizden rahatsız oldum. İlk defa 65.000m2'lik bir adada, geceyi 3 kişi ile birlikte geçirdim.

Floransa, Loggia dei Lanzi'deki "The Rape of the Sabine Women" by Giambologna

Sofya, Mart 2014
Hayatımda ilk defa doğum günümü başka bir ülkede kutladım. İlk defa gerçek kumar masasında rulet oynadım. İlk defa dönüş yolunda çok korkup sinir krizi geçirdim. Hayatımda ilk defa otobüsle bir ülkeye gidip, trenle döndüm. İlk defa gerçek bir gece klübünde eğlendim.

Tashkent, Mart 2014
Hayatımda ilk defa, "dönmenin" keyfini tattım. İlk defa gümrükteki sorguda boğulduğumu, oradan asla kurtulamayacağımı sandım. İlk defa korkudan ağzımın kuruduğunu ve konuşamadığımı hissettim. İlk defa "jet lag" nasıl bir şeymiş anladım. İlk defa at eti yedim. İlk defa bir gizli servis ajanı ile tanıştım.

Tashkent, Hazrati Imam Mosque

Tashkent, Temmuz 2014

Hayatımda ilk defa dünyanın en güzel salatasının "kızarmış muzlu, keçi peynirli, frambuaz soslu" salata olduğunu keşfettim. İlk defa başparmağım büyüklüğünde zümrütlerden süslemeleri olan som altın korkuluklu merdivenden tırmandım. İlk defa bir bakanla aynı masaya oturdum.

Taskent, Earthquake Memorial - Deprem Anıtı

Londra / Dublin, Temmuz 2014
Hayatımda ilk defa bir müzeye girince bir daha asla çıkmak istemedim. İlk defa dünyanın en gerçek üstü "doğal oluşumu"nu gördüm. Hayatımda ilk defa bu kadar kuzeye gittim. Hayatımda ilk defa, başka bir ülkede, yanımda kimse yokken çakır keyif olmama rağmen metro kullanarak kaldığım otele ulaşmayı başardım. İlk defa  "vertigo"m olmadığını, hatta yüksekte olmaktan büyük keyif aldığımı farkettim. Dünyanın en eski metrosu ile yolculuk yapıp, dünyanın en bilinen adresini iyaret ettim. 

İlk defa bir müzenin alarmını öttürmeyi başardım.

Londra, Big Ben!

Dublin, Ekim 2014
Hayatımda ilk defa tax free'den paramı geri aldım. Hayatımda ilk defa, gittiğim bir yerden hiçbir turistik gezi yapmadan döndüm. İlk defa, öğlen vakti parkta piknik yaptım. İlk defa "october fest"e katıldım.

Kuzey İrlanda - Giant's Causeway

Bir sürü macera biriktirdim. Bir sürü arkadaş edindim. Bir sürü şey öğrendim.
Muhteşem ve berbat yemekler tattım. Nefis içkiler denedim. Kilolarca peynir, litrelerece alkol taşıdım. Heyecanlandım, korktum, güldüm, eğlendim, sıkıldım, ağladım, kahkahalar attım. Yeni gelenekler edindim.

Arabayla, trenle, tramvayla, metroyla, uçakla, tekneyle gezdim. Blog açtım. Excell'ler hazırladım, fotoğraflar çektim. Kitaplar okudum. Hayal ettim. Yol yaptım. Kendimle yeniden tanıştım.
Bir sürü hediye aldım, bir sürü hediye verdim, sayısız kart postaladım.

1 adet pasport, 1 adet moleskin defter bitirdim.

Üşenmedim. Olası her "mantıklı" fırsatı değerlendirmeye çalıştım. 

Her günümü keyifli geçirip, yapmaktan heyecan duyduğum şeyleri gerçekleştirmeye çalıştım. Şansımın yaver gittiğini, harika bir aileye ve muhteşem insanlara sahip olduğumu da kabul ediyorum elbette.

Yani aslında, son 4'ün her an'ına sahip olmamda emeği geçen herkese teşekkür borçluyum!

Yeni senede, olası minimum 1 adet Tashkent (Buhara, Semerkant ve Hive eklentili), gerçekleşmesini çok istediğimiz 1 adet New York planı, bir de yaz başı araya sıkıştırmayı umduğum ufak bir İtalya / Como turu var . Gerçi hayat bu, ne zaman size nasıl bir sürprizi olduğunu kestiremiyorsunuz... 

Neydi;
"It's not about the destination. It's about to journey!" ;)

bir de not: bu yazıya, aklıma geldikçe eklemeler yapacağımdan pek eminim. şimdilik bu.