3 Ara 2013

the perfect circle


ponte vecchio


Floransa'daydım.. Rönesansın ilk taşı.. Sayısız sanatçının toprağı... Apar topar çıkılmış son dakika tatilinin ilk durağı Floransa.. Büyülü dedikleri İtalya kenti...

Herşeyi tek güne nasıl sığdıracağım paniği ile Vendedik-Floransa treninde açılmış İtalya kitabını hatmediyorum. Gördüğüm herşeyi ziyaret etmek istiyorum.. Ama vakit yok. Manzara trenin pencerelerinden aktıkça, azalan vaktime yeni duraklar ekliyorum. Tek günde "perfect circle"ı çıkarmam gerek. Ama planım hazır!

17 Kas 2013

escape from shutter island...


dikkat: birazdan okuyacağınız yazı, zorunlu bir iş seyahatinin ruh derinliklerindeki bulanık yansımalarını içerir.

16 Eyl 2013

visa challenge....


İlk İrlanda vize çalışmalarımı çook önceden yazacaktım ve fakat... Her aklıma geldiğinde içim şiştiği içindir ki elim gitmedi bir türlü.
Şimdi ise yeni İrlanda seyahatim için bir kez daha "tövbe" ederek 2. başvurumu tamamladım.
Bir ufak özeti hakkettiğini düşündüğüm için "e artık bunu yazayım"lardayım.. Bir de artık yavaş yavaş bizimkilerin arkadaşları, ziyaret için İrlanda düşündükçe beni arayıp "nasıl yapcaz da alıcaz bu vizeyi" diye sormaya başladılar.

27 Tem 2013

"a few" before the last...


Rekor sayıda yer gördüğümüz pazartesi gezimizi, alınlarımız akı sırtımızın teri ile bitirdikten sonra Barça'daki son "blok" güne uyandık pek sıcak temmuzun 29. gününde...

Plan pek net! Turist kalabalığından önde koşarak, PARK GÜELL'de alacağız soluğu ki sakin sakin tadını çıkaralım. Adresi, Carrr d'Olot. Giriş ücreti yok :) Sabah 10'dan akşam 19:45'e kadar açık!

8 Tem 2013

it's a riot!

GEZİ ile ilgili bir yazı da yayınlayacağım.. yazılmalı zaten her yerde.. 
izlediğimde hemen paylaşmaktan kendimi alamadığım, bence gezi'nin enerjisini en doğru anlatan kliptir....
#direngezi #occupytaksim



26 May 2013

tek güne kaç mekan?

palau güell'den sevgiler! the "baca"

Yaz geldi neredeyse... Sevmediğim mevsimdir kendisi!! Özellikle de plansız haftasonlarımda, beynime çöken uyuşukluğumdan hep nefret ettim! Ve fakat çoğu sıcak haftasonunu, perşembeden planlarla doldurup cumartesiye 3'de uyandığımda, o yataktan pazartesi sabahına kadar çıkmak imkansızlaşıveriyor... Bu hafta sonu da bunlardan biriydi işte.. Cuma akşamı yattığımdan beri, 2 m2'lik yatakta dönüp duruyorum.. Elimden bir sürü plan kaçırdım, canım sıkılıyor... 3 dakika'da bir kesilen gereksiz internet ve kağnı yavaşlığındaki e-book'um sanal alemde vakit geçirmeyi mümkünküz kılıyor... Aaa!!! Arada bloğum vardı?! Yazmak lazım ki sıra İrlanda'ya da gelsin!!

Peki kaldığım yerden devam... Barselona'daydık!! İlk günü sersem şekilde bitirmiş, 2. ve en verimli güne uyanmak üzere kendimizi otele atmıştık!!!

23 Nis 2013

just "move"...



En en en sevdiğim, her izlediğinde ilkmiş gibi heyecanlandığım, ekranı kapatıp evden çıkıp havaalanına gidecekmişim gibi hissettiğim "seyahat heyecanım tam da budur!" klibini, hala paylaşmamış olduğumu farkettiğim andır yatağımdan zıplayıp ekrana bağlandığım an!

Önce izleyin, şimdiye kadar tatmayıp bakir kaldıysanız...

6 Mar 2013

the place where "the myth" was risen...

Clochán an Aifir or Clochán na bhFomhórach*

Bu resim The Giant’s Causeway diye bilinen "DOĞAL" bir oluşum! Bir dev jeolojik harika!

Kardeşlere aldığım İrlanda kitabında resmini gördüğüm anda "heyecan kelebekleri"mi harekete geçiren fantastik bi yer! Evet evet... Bir sürü yer var ki resimlerine bakınca "vaayyy beee" dedirtiyor da yakından görünce "hee bu muyudu bu" diye ağız yüz büktürtüyor! Kabul ediyorum. Ama buraya inancım büyük! Elbette ulaşmayı başarabilirsem:)

2 Mar 2013

barça "the first"!




Evet, günlerden "never ending story" tadında 27 mayıs 2012! Kafalar uykusuzluktan zurna.. Ama Barça'nın havasını koklar koklamaz kendimize geldik! Sandık!:)

Atladık metroya hoop oteldeyiz.

G de ben de ılık bir duşun ardından, Barça'da olmanın keyifli şımarıklığı ile yumuşak yataklarımıza sadece birkaç saatçik gömülebilmenin hayallerindeyiz. Ki ben " en endişelisinden pek garantici" olarak otele "erken geliyoruz, lütfen odamızı hazır edin" konu başlıklı mailler döşemişim, onlardan da "elbette, elimizden geleni ardımıza koymaz" şeklinde cici cevaplar gelmiş. Ve fakat, resepsiyondaki beyefendinin bu durumdan zinhar haberi yok! Tutturdu "müsait oda yok, 2-3 saat bekleyin" diye. Orda film koptu bizde! Ben tutturdum "yok abi, duş alıcam"diye, G diyor "çıkalım gezebildiğimizi görüp gelelim". Açız, pisiz ve çooook yorgunuz. Otelin genel ve minik tuvaletinde t-shirtleri değiştirip hızlı bir fransız duşu ile "yenilenme" çalışmalarını gerçekleştirip, elimizde ne varsa valizlere tepiştirip kendimizi yola vurduk. Ki en doğru karardı!

6 Şub 2013

99?! euro?!


THY'den yeniden yeniden promosyoonnn atakları geliyorduu!!!!

99euro'lara bir yenisi daha eklendi! LONDRAAA veee AMSTERDAAMM!!!
ok, Viyana'da var ama ben gıcığım kendisine! Ama detayları vericem aşağıda:)

Evet, "yok artık" diyoruz ki zaten biletleri de ara da bulasın! Gaza gelmeyin hemen diye kampanya detayları sonra. Şimdi aslında durum şöyle;
Bu iki kampanya da Sabiha Gökçen çıkışlı olduğu için (anladığım kadarı ile) her gün uçuş yok! Ayrıca over-hope'dan mıdır nedir, fiyatı görüyorsunuz ama işleme geçtiğinizde bu iki destinasyon için de rakam değişiyor. Belki sistemsel hatadır, şansı olana gece vurur derseniz kampanyayı zorlayın!

summary : milan"the first"...


ilk gün Milano'nun didik didik "summary"sidir. buyrun;

“the longest" day ever


En son “uçağı kaçırmaya ramak kala”da kalmıştık! hımmm...
Saat 11:35. Kemerler bağlandı. Torino’ya doğru yola çıkıldı!

Uçakta olanlar “an”ın heyecanından kafamdan silinmiş. G hatırlattı, “friends”deki “joey’nin süt içtiği” ve “Fransızca öğrenmeye çalıştığı” muhteşem bölümünü izleyip (tam da burdan) yerlere yattığımızı, benim yine “uçak yemeği eyooo” diye el çırpışlarımı falan, yavaş yavaş hatırlar gibiyim!

İnişi de tam hatırlamıyorum! Yok! Silinmiş memory’den! Ben diyorum bu kadar heyecan “fazla” bir şeydir diye de dinletemiyorum kendime!

4 Şub 2013

ready! steady! go??



Tamam! Döktüm faturaları fişleri! Açtım haritalarımı! Hatırlamakta bi sorun yok sanırım ama, biriktikçe zorlaşıyor yazmak! Ben şu ilk günümüzü atlatayım, Barselona’da da kayboluruz, Roma’da da! Ama önce, bünyelerimizin sınırlarını zorladığımız, bitmeyen “ilk” günden önceki telaşe...

31 Oca 2013

seninki kaç kilo???


Şimdi "hangi havayolu kaç cm ister? oturup da kim tek tek ölçer" sonrasında "bunlar bizi neden nasıl gerer?!";

99 euro'ya aşk!



OK! Şu an ofis masamda, asansör cephelerini çizmem gerekirken, birkaç saat önce yaptığım hareketten ötürü, konsantrasyonumu hepten kaybetmiş bulunmaktayım! Yazarsam geçer, ben de çizimlerime dönebilirim belki diye yeni bir entry hazırlamaya karar verdim!

23 Oca 2013

in questo momento*...


Villa Balbianello, Lake Como

-anne? benim italyam mıı geldi?!
-gidiyor mu ki gelsin?! di mi!!
-hıı... havadandır di mi anne?! yaz sonu gidelim mii?!


*at this moment...

21 Oca 2013

travel tips by paulo coelho & cabinsize!


Trans-Siberian Train, 2006 by Paulo Coelho

Ya yaa! Evet evet!  Daha da önceden yazacaktım! Hıı hıı!!
Artık rüyalarımda bile “yok schengen mi bitti”, “aman koş irlanda vizesi al” derken,  şişip kaşınmaya başlayan gezi uzuvlarımı, yazarak rahatlatayım dedim! Siz bunları okurken söz, artık Barselona maceramızın entry’sini hazırlamaya başlayacağım!  Neydiii?! Karar vermek, başarmanın yarısı! Hah! (Bence biletleri almak, seyahatin yarısıdır ya, neyseee!!)

Hafta sonu genel geyiklerimizin arasında G, taaa yıllar önce “Simyacı”sıyla tanıştığım Paulo Coelho’nun, gezginlere verdiği "önerileriler listesi"nden bahsetti!  Bende duramadım yazıyı buldum! Hatta “aa tam da entry’ye göre bi imaaaj” dediğim resim,  zaten Bay Paulo’un kendi bloğunda yayınladığı aynı yazının imajı çıktı! Bana da toparlayıp yayınlamak kaldı! Ama elbette çenemi de parmaklarımı da tutamadım, altlarına 1-2 "satırcık" dipçik notçuklar ekleyiverdim! Buyrun;
“My top 9 travel tips
by Paulo Coelho on July 3, 2012"...